2 Ocak 2010 Cumartesi

ERTUĞRUL ÖZKÖK ÜZERİNE BİR DENEME

Pazar yazılarını özellikle takip ettiğim Özkök’ün Hürriyet gazetesinin tepesindeki koltuğundan indirilmesi her ne kadar bir istifa gibi gözükse de aslında öyle olmadığı aşikârdır.
Soner Yalçın’a yazdığım açık mektubun hemen akabinde bu istifanın basına yansıması beni bu yazıyı yazmaya itti diyebilirim.
Türkiye’nin kaderini değiştiren tüm şahsiyetlerin okulu olan Ankara Siyasaldan mezun olan Özkök, Fransa ve Hacettepe de yüksek öğrenim yapıp doçent olduktan sonra gazetecilik hayatına atılmıştır. Fransızca ve İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşabilmektedir. Yurt dışında geçirdiği uzun yıllar, hayatın ayrıntılarından zevk alabilme yeteneğini geliştirdiğini düşünüyorum. Yaşamdan tat alabilme şekli benimle uyuşuyor. Özkök’ün yazılarını okudukça (siyaset dışı yazıları) hayattan keyif alabilecek farklı noktalar bulduğumu gördüm. Ancak Hürriyetin tepesinde geçirdiği 20 yıl O’nun idealist tarafını törpülediğini düşünüyorum. Zaten bu körelme olmasaydı 20 yıl boyunca o koltukta kalamazdı.
Evet, Özkök’ü elimden geldiğince anlamaya izlediği bazı politikaları haklı çıkarmaya çalışıyorum. Örneğin Doğan Holding’in ortağı olduğu POAŞ’ın vergi indirimi için Maliye Bakanlığı ile yapılan pazarlık süresince Özkök’ün taraflı yayın politikasını. Ama haklı olan hiçbir tarafını bulamıyorum. Kişisel zevklerini her şeyden üstün tutan bu anlayışı daha fazla savunamayacağımı anladım. Ve bu farkındalık beni ziyadesiyle üzdü. Yukarıda sözünü ettiğim süreç buyunca Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun’un yazılarını makaslarken, bir gün o makasın kendisi için yağlanacağını hiç düşünmedi Özkök.
Özkök son beş yıldır Hürriyeti oportünist yapmıştır. Ve sonuç olarak iki güç arasında sıkışıp kalmıştır. Bir tarafta akp diğer yanda AYDIN HALK. Bunun kanıtını size bir örnek vererek göstermek istiyorum. Cumhuriyet mitingleri boyunca Hürriyetin konuya yaklaşımını akp şiddetle eleştirmiştir.Bunun yanı sıra bu mitinglerde en çok tekrarlanan sloganlardan biri neydi biliyor musunuz? ^^Doğan Medya Çık Dışarı^^. Evet, gördüğünüz gibi bu, oportünistlerin er yada geç karşılaşacakları bir akıbettir. Kişisel çıkarlar için hükümete karşı ılımlı siyaset, halktan kopmamak için bazı yanlışların birkaç köşe yazarı tarafından makaslanarak dillendirilmesi ve tüm bunların göbeğinde 59 yaşında bir adam.
Ertuğrul Özkök Fransa da öğrencilik yıllarındaki idealist genç adam olarak kalamadı. Bunun içindir ki Ertuğrul Özkök, Çetin Emeç, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu olamayacak.
Fakat tüm bunlar Ertuğrul Özkök ile bir gün batımı bir şişe Bordeaux’yu bitirirken Atatürk’ün sofra kültürü hakkında konuşmamızı engelleyemez.

1 yorum:

  1. eline sağlık babacım da bi mailinle koskoca hürriyet genel yayın yönetmenini düşürüyosan korkulur senden, bloga büyük güç kattın.va rol:)

    YanıtlaSil